Ekonomi, hukuk, inanç, ibadet, ahlak ve toplumsal hayatla ilgili, Kur’an ve hadislerle belirlenmiş olan hayat düzenine şeriat denir. Allah’ın koyduğu, inanılması ve yaşanmasını emrettiği kanunların bütünüdür. İnsan kendisini en iyi tanıyan, onun her türlü ihtiyacını, zaaflarını, isteklerini bilen, ona en yakın olan Allah’ın[1] koyduğu şeriat kurallarına uymakla, şahsi ve toplumsal hayatını düzene koymuş olur.
İslam inancına göre kâinatın tamamını; atomdan güneşe galaksilere kadar her şeyi Allah yaratmıştır.[2] İnsan dışında yaratılan her canlı yaratılış gayesine uygun olarak belli bir düzende hareket eder. Güneş doğmayı, rüzgâr esmeyi reddetmez. İnsan ise Allah’ı tanımak, onu sevmek ve kulluk etmek için yaratılmıştır.[3] Bununla beraber irade sahibi bir varlıktır. İradesini kullanarak, yaratılış amacının gereğini yerine getiren insan, Allah’ın emir ve yasaklarına uygun hareket ederse, hem toplum huzuru sağlanmış hem de Allah’ın rızasını kazanmış olur.
İnsanlık tarihinde pek çok peygamber gelmiş ve temelde aynı inanç esaslarını ümmetlerine öğütlemişlerdir. Helaller-haramlar, emirler-yasaklar gibi temel prensiplerde bu inanç esasları şeriat hükümleri ile aynıdır. Kur’an da geçmiş ümmetlerin şeriatlarından bahseder.[4] Bununla beraber İslam’ın son din olarak gelmesiyle şeriat kuralları İslam’daki haliyle olgunluk kazanmış ve diğer dinlerin hükümleri geçerliliğini kaybetmiştir.[5]
Allah’ın hoşuna gitmeyecek, toplum huzurunu bozacak ve diğer insanların hakkını ihlal edecek davranışlar sergilemeyi tercih eden insan, İslam’a göre başıboş ve yaptırımsız bırakılamaz. Bu düzeni ve adaleti sağlayacak olan da şeriattır.
Şeriatta hüküm koyucu Allah’tır. Başka herhangi bir kimsenin haram ve helalleri değiştirme, kural koyma hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Peygamberler de ancak Allah’tan öğrendikleri hükümleri bildirirler.[6]
Günümüzde şeriat; basına yansıyan ve zihinlerde canlanan haliyle sadece cezai işlemler ve yaptırımlardan ibaretmiş gibi bir yanılgıya uğratılmıştır, oysa bu sadece şeriatı ceza hukukuna indirgeyen bir yaklaşımdır. Esasen şeriat; adalet, merhamet, iyiliği yayma, barış, güzel ahlak inşası, takva, haksızlık ve kötülüklerle mücadele, ibadetleri en güzel şekilde yerine getirme prensipleri gibi toplum düzenini oluşturan bir sistemdir. Bu düzen yerine getirilmediğinde cezai işlemler uygulanması da şeriat kapsamındadır ve ancak adaletin sağlanması hedefindedir.
[1] Kâf/16-17
[2] Bakara/29
[3] Zariyat/56
[4] Maide/46-48, Âli İmran/50
[5] Enam/145-146
[6] Necm/3-4