Free Porn
xbporn

https://www.bangspankxxx.com
Ana SayfaKritik SorularMiraç Nedir, Ne Demek?

Miraç Nedir, Ne Demek?

İslam’da Hz. Muhammed’in (s.a.v) göğe yükselerek Allah’ın huzuruna kabul edildiğine inanılır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde belirtildiği üzere, iki aşamada gerçekleşmiştir.

Birincisi; gece yürüyüşü de denilen “İsra” olayıdır. Hz. Muhammed (s.a.v) bir gece Mescid-i Harâm’dan[1] Mescid-i Aksâ’ya[2] ilahi bir mucize ile nakledilmiştir. Hadiste bildirildiğine göre bu nakil “burak” adı verilen ve çok hızlı hareket edebilen bir binekle yapılmıştır.[3] Kur’an-ı Kerim’de İsra olayından birçok ayette bahsedilir.[4]

İkincisi; “Miraç” olayıdır. Miraç adı Kur’an’da açıkça geçmese de, Necm suresinin 1-18. ayetleri bu olaya delil olarak gösterilmektedir. Miracın kelime manası asansör ya da merdiven, yani yukarı çıkma vasıtası demektir.

İsra ve miraç aynı gece gerçekleşmiştir ve güvenilir hadis kaynaklarında bu iki olaydan detaylıca bahsedilmiştir.[5] Buhari ve Müslim’de[6] yer alan rivayetlerin ortak noktalarına göre olayın şu şekilde gerçekleştiği aktarılır:

“Bir gece Resûlullah, Kâbe’de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrail geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis’e (Kudüs’e) götürdü. Resûl-i Ekrem Mescid-i Aksâ’da iki rekat namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrâil biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resûlullah süt dolu kabı seçince Cebrâil kendisine “fıtratı seçtin” dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti.

Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülmamûr’un[7] bulunduğu yedinci semada Hz. İbrâhim’le buluştu. Sidretü’l-müntehâ[8] denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah’ın huzuruna çıktı.

Burada Cenâb-ı Hak insanlara elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in huzûr-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti.”[9]

Miracın insanlar için anlam ve değeri ile ilgili şunlar düşünülebilir;

  • Allah, yaratılmışların en üstünü olan insanı[10] muhatap kabul etmiştir. Huzuruna tüm insanlığı temsilen, Hz. Muhammed’i (s.a.v) davet etmiştir. Bu konuyla ilgili görüş ayrılıkları da bulunur. Hz. Muhammed’in (s.a.v), Cebrail’i ya da Allah’ın nurunu görmüş olabileceğini savunanlar olduğu gibi, bizzat Allah’ın kendisini gördüğünü savunanlar da olmuştur. Yaygın olan görüş; ayette “iki yay arası bir mesafe” ifadesiyle, Hz. Muhammed’in (s.a.v), meleklerin bile kabul edilmediği bir dereceye kadar yakınlaştığıdır. [11]
  • Mescid-i Aksa’da isra olayının yaşandığı gece, içlerinde Hz. İbrahim (a.s), Hz. Mûsâ (a.s) ve Hz. İsa’nın (a.s) da bulunduğu peygamberler topluluğuna Hz. Muhammed’in (s.a.v) namaz kıldırması Allah’ın ona çok üstün bir değer verdiğini gösterir. [12]
  • Hz. Muhammed (s.a.v) peygamberlik gelmesinden itibaren 12 yıl boyunca tebliğ (ilahi mesajı insanlara sunmak) vazifesine devam etmiş; insanlara Allah’ı, emir ve yasaklarını, ödül ve cezalarını anlatmıştır. Miraçla beraber, bu ödül ve cezalara, cennet ve cehennem sahnelerinin kendisine gösterilmesi sayesinde bizzat şahit olmuştur.[13] Böylelikle peygamberlik geldiği günden miraç gününe kadar, Cebrail’den aldığı haberleri görerek de tasdik etmiştir.

İsrâ ve mi‘racın ne şekilde olduğuna yönelik tartışma konularından biri, onun bedenen mi yoksa ruhen mi gerçekleştiğidir. İslam âlimlerinin çoğu olayın bedenen ve uyanık halde gerçekleştiği görüşünü benimsemiştir. Ayette “rüya”[14] kelimesinin geçmesi sebebiyle bazı görüşler olayın rüyada gerçekleşmiş olabileceğini savunmuştur. Ancak bu durum rüyada gerçekleşen bir olay şeklinde kabul edilirse, Hz. Muhammed’e (s.a.v) inanmayanların da dikkatleri çekilemez, mucize olan bir yönü olmaz ve bu sıradan bir olay olurdu. Ayette yer alan bu ifadenin tanımını; tefsir, fıkıh ve hadis âlimi bir sahabe olan Abdullah b. Abbas “gözle görme” şeklinde yapmıştır.[15]

Semaya yükseliş tasavvuru eski Hint ve İran mitolojileriyle diğer dinlerde de mevcuttur. Yahudi geleneğinde İdrîs, İbrâhim, Mûsâ ve İşâyâ gibi peygamberlerle bazı tarihî şahsiyetlerin yeryüzünden ilâhî âlemlere çıktığına inanılır. Hıristiyanlık inancına göre Hz. İsa çarmıha gerildikten sonra mezarından çıkıp ilâhî âleme yükselmiştir.[16]

İslam inancına göre miraç başlı başına mucizevi bir olaydır. Bu durumu akıl almaz bir olay olarak gören insanlara, tefsir ve fizik âlimi olan Fahreddin er-Râzî; güneş ve gezegenlerin büyük kütlelerine rağmen çok hızlı hareket edebildiklerini söyleyerek, Allah’ın dilemesi halinde başka bir varlığın da benzeri bir hıza ulaşmasının mümkün olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre Hz. Muhammed’in (s.a.v) miraca yükselişi ihtimal dışı görülürse Cebrâil’in inişine de aynı şekilde bakmak gerekir.[17]

Miracın Müslümanlar için en önemli özelliklerinden biri beş vakit namazın farz kılınmasıdır. Günde beş vakit namaz kılan bir insanın, miracın bir örneğini kendi hayatında da yaşayabilmesi ikramı sunulmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v); “Ben miraçtan daha güzel bir şey görmüş değilim.”  diyerek bu mucizevi olayın kendisinde bıraktığı etkiyi tarif etmiştir.


[1] Mekke mescididir. Kâbe’nin etrafında ve Kâbe’yi içine alan bugünkü tavaf sahasıdır. Bu sahaya Harem-i Şerif de denilir. Harem denilmesi, bu sahaya hürmet göstermenin vâcib olması sebebiyledir.
[2] Kudüs mescididir. Diğer bir adı Beyt-i Makdis’tir. Yeryüzünde ilk defa Kâbe, ondan sonra Mescid-i Aksâ bina kılınmıştır. Mescid-i Haram’dan yaya yürüyüşüyle bir aylık uzaklıktadır.
[3] Müslim, İman, 259
[4] İsra/1
[5] İbni Sa’d, Tabakât: 1/215; Müslim: 1/108.
[6] Güvenilir hadis kaynakları olan Kütüb-i Sitte’den (6 Kitap) ikisi Buhari ve Müslimdir.
[7] Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın üzerine yemin ettiği bir mekânın adı olarak geçer (Tûr/4)
[8] Hz. Muhammed’in (s.a.v) Mi‘rac gecesi yanında ilâhî sırlara mazhar olduğu ağaç veya makam
[9] Buhârî, Salat, 1, Tevhid, 37, Enbiya, 5, Bedü’l-halk, 7, Menâkıb, 24, Menâkıbü’l-ensar, 42; Müslim, Îmân, 259, 262-263, Fezâil, 164
[10] Tin/4, İsra/70
[11] Necm/9
[12] Müslim, “Îmân”, 259; İbn Hişâm, II, 37-38
[13] Buhârî, Rikâk, 51; Müslim, Zühd, 93, Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4878, Taberî, XV, 18-19
[14] “Sana gösterdiğimiz rüyayı … insanlar için bir imtihan vesilesi yaptık.”(el-İsrâ 17/60)
[15] Buhârî, “Menâḳıbü’l-enṣar”, 43; “Tefsîr”, 17/9
[16] TDV İslam Ansiklopedisi / Miraç
[17] Mefâtîḥu’l-ġayb, V, 542

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz