London Escorts sunderland escorts asyabahis.org dumanbet.live pinbahiscasino.com www.sekabet.net olabahisgir.com maltcasino.net faffbet-giris.com asyabahisgo1.com dumanbetyenigiris.com pinbahisgo1.com sekabet-giris2.com www.olabahisgo.com maltcasino-giris.com www.faffbet.net www.betforward1.org betforward.mobi www.1xbet-adres.com 1xbet4iran.com www.romabet1.com www.yasbet2.net www.1xirani.com romabet.top www.3btforward1.com 1xbet 1xbet-farsi4.com بهترین سایت شرط بندی بت فوروارد
Ana Sayfaİslam’da Sosyal Hayatİslam'a Göre Kadınların Hakları

İslam’a Göre Kadınların Hakları

İslam dininin kadın haklarına yaklaşımını sağlıklı bir şekilde ele almak için İslam öncesi toplum yapısında kadının konumuna bakmak gerekmektedir. İslam öncesinde kadınların ataerkil bir toplum içinde ikinci seviyede bir yere sahip olduklarını söylemek yanlış olmamaktadır. Bunda Arapların büyük çoğunluğu itibariyle göçebe bir hayat sürmelerinin rolü vardır.[1]

İslam öncesi Arap toplumlarında kadının ikinci seviye bir role sahip olmasının sebebi, çoğunluk itibariyle göçebe hayat yaşayan savaşçı bir toplumda kadınların üretici olarak görülmemesidir. Bu konum bazen kadınların hayatını bile önemsiz hale getirmiştir. Kız çocuklarının, ailenin ve kabilenin imkânlarını tüketmesinin önüne geçmek ya da kabileler arasındaki baskınlarda ve savaşlarda yabancıların eline esir olarak geçmesinin vereceği utançtan kurtulmak için kendi ailesi tarafından öldürülmesi de bunun bir kanıtını teşkil eder. Kur’an’da bu insanlık dışı uygulamaya şu şekilde işaret edilmiştir: “Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda…[2]

İslam dini, gerek İslam öncesi Arap toplumundaki dini anlayış gerekse yerleşmiş örf ve âdetlere nispetle kadının sosyal, ekonomik ve hukuki konumunda önemli değişiklikler yapmıştır.

Kur’an, kadını insan olmaları bakımından erkek ile eşit kabul eder: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının.[3]

İslam dinine göre kadın, Allah’ın kulu olması bakımından erkekle eşit seviyededir: “Rableri onların dualarına şöyle karşılık verir: “Şüphesiz ben, erkek olsun kadın olsun -ki birbirinizden meydana gelmişsinizdir- sizden bir şey yapanın emeğini asla boşa çıkarmam.[4] Her iki cinsin dini hak ve sorumlulukları da aynı düzeydedir: “Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir; iyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve resulüne itaat ederler.[5]

İslam tarih kaynaklarında Hz. Muhammed (sav) döneminde kadınların Mescid-i Nebevî’deki dini hayatlarının aktif olduğundan bahsedilmektedir. Sahabe kadınların günlük namazları cemaatle kıldıkları, cuma ve bayram namazlarına katıldıkları bilinmektedir.[6]

Hz. Muhammed (sav), kadınların da erkekler gibi eğitim alma hakları olduğundan bahsetmiştir: “İlim Çin’de bile olsa gidip alınız. Çünkü ilim kadın ve erkek her Müslümana farzdır.[7]

İslam’da kadın, hukuki işlemler konusunda erkeklerle aynı konumdadır. Erkekler bir hukuki işlemi hangi şartlarla yapabiliyorsa kadınlar da o şartlarda yapabilirler.[8] Bu dinde kadına miras hakkı tanınmıştır. Anne, nine, eş, kız çocuğu, kız kardeş olma durumuna göre alacakları pay ayrı ayrı belirlenmiştir. Bu hak İslam öncesi dönemdeki uygulamaya nispetle önemli bir yeniliktir.[9]

İslam dinine göre nikâhı yapılan kadına mehir verilmesi onun hakkıdır. Erkek için ise bunu ödemek farzdır, zorunluluktur. Mehir; nikâh sözleşmesi sebebiyle erkeğin karısına ödemeye söz verdiği nikâh bedelidir: “Kadınlara mehirlerini borcunuzu öder gibi verin. Eğer onun bir kısmını size gönül razısıyla verirlerse onu da âfiyetle yiyin.”[10] Evli bir kadının geçimini temin etmek eşinin görevidir: “Allah’ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lütuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.”[11]

Kadının kocasından bağımsız olarak bir ekonomik kimliği, hak ve özgürlükleri vardır: “Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra, hanımlarınızın, çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir.”[12] Kadın boşanma esnasında ne kendi mehrinden ne de özel mülkiyetinden ve servetinden hiçbir şey vermez.[13] Kadın, sahip olduğu malda kendi inisiyatifine göre tasarruf edebilir: “Hz. Meymune, eşi Hz. Muhammed’e (sav) sormadan cariyesini azat etmiştir. Hz. Muhammed’e bunu söylediğinde Hz. Muhammed, “Sahi bunu yaptın mı? Keşke onu dayılarına verseydin senin için daha hayırlı olurdu” demiştir.[14]

Kadın, eşinin akrabaları ile aynı evde oturmak istemediği zaman -mevcut şartlar buna elverişli ise- ayrı bir eve çıkılması gerekmektedir. Çünkü kadın ve erkek arasındaki özel hayat, evde başka insanların varlığı sebebiyle yaşanamayabilir.[15]

İslam dinine göre kadın, erkeğe Allah’ın emanetidir. Dolayısıyla erkek, eşine karşı nazik davranmalı, affedici olmalı, kalp kırmamaya dikkat etmeli ve iyilikle yaklaşmalıdır: “Kadınlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız, Allah’ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.”[16]


[1] Arapların göçebe olarak yaşayanlarına “Bedevî” denmektedir. Bu ayrım Kur’an-ı Kerim’de de bu ayrıma işaret eden ayetler vardır: “Bedevîlerden mazeret ileri sürenler kendilerine izin verilmesi için geldiler.” Tevbe, 90. “Düşman bir daha geldiğinde ise size ait haberleri uzaktan almak üzere çöllerde dağınık yaşayan bedevîlerin arasında bulunmayı arzularlar.” Ahzab, 20.
[2] Tekvir, 8- 9.
[3] Nisa, 1.
[4] Al-i İmran, 195.
[5] Tevbe, 71.
[6] Buhârî, ʿÎdeyn, 15.
[7] Beyhakî, Şuabu’l-İman-Beyrut, 1410, 2/253.
[8] Müslim, Ṣalâtü’l-ʿîdeyn, 9.
[9] Nisa, 11-12.
[10] Nisa, 4.
[11] Nisa, 34.
[12] Nisa, 12.
[13] Nisa, 20- 21.
[14] Müslim, Zekât, 999.
[15] İbn Kudame, el-Muğni, 9/ 237.
[16] Nisa, 19.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz