Free Porn
xbporn

https://www.bangspankxxx.com
Ana SayfaDiğer Peygamberlerİslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim

İslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim

Hz. İbrahim (a.s), İslamiyet, Yahudilik ve Hristiyanlık için önemli bir peygamberdir. Kur’an-ı Kerim’de çokça ismi geçen Hz. İbrahim (a.s), hayatının birçok evresinde Allah’a karşı gösterdiği teslimiyetlerle (boyun eğme) kendisinden sonra gelenlere örnek olmuştur.

Putperestliğin ve yıldızlara tapınmanın yaygın olduğu bir toplulukta dünyaya gelen Hz. İbrahim (a.s), çocukluğundan itibaren bu inancı hiçbir zaman benimsememiştir. Güneşi, yıldızları, ayı tek tek düşünmüş; “Acaba benim Rabbim bu olabilir mi?” diye sorgulamış, ancak “Batıp giden şeyler benim Rabbim olamaz.” diyerek arayışına devam etmiştir. Bu arayış neticesinde hepsini yaratan bir yaratıcı olduğunu ve sadece ona inanmanın doğru olduğunu kabul edip tevhit (tek tanrı) inancını benimsemiştir.[1]

Kendisine peygamberlik verildikten sonra dönemin hükümdarı olan Nemrut’u da Allah’a inanmaya davet eden Hz. İbrahim (a.s), Allah’ı tanıtırken “Benim Rabbim isterse öldürür isterse diriltir” demiş, bunun üzerine ilahlık iddiasındaki Nemrut ise “Ben de yapabilirim!” diyerek bir adamı öldürüp diğerini serbest bırakmıştır. Bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s), benim Rabbim güneşi doğudan doğuruyor, sen de batıdan doğur dediğinde Nemrut donup kalmıştır.[2]

İnsanları Allah’a inanmaya davet eden Hz. İbrahim (a.s), onlara putların fayda vermediğini göstermek için bir şenlik günü insanlar şehir dışındaki eğlenceye gittiklerinde putların bulunduğu mabede giderek putların hepsini kırmış, kırdığı baltayı da büyük putun boynuna asmıştır. Şenlikten dönenler bu duruma çok öfkelenmiş ve bunu Hz. İbrahim’in (a.s) yaptığını düşünerek ona sormaya gittiklerinde “Konuşabiliyorsa şu büyük olana sorun belki o yapmıştır” diyerek kendisine bile faydası olmayan putların acizliğini göstermiştir. Bu olay hükümdarın öfkesine sebep olmuş, Hz. İbrahim’in (a.s) ateşe atılarak öldürülmesine hükmetmiştir. Ancak yakılan büyük ateş Hz. İbrahim’i (a.s) yakmamış ve ona hiçbir zarar da uğramamıştır.[3]

Ateşten kurtulan Hz. İbrahim (a.s) hanımı Sare ve kendisine inanan Hz. Lût (a.s) ile beraber Filistin’e gitmiştir. Yaşı ilerlemesine rağmen hiç çocuğu olmayan Hz. İbrahim (a.s) Allah’a dua etmiş ve ikinci eşi olan Hacer’den İsmail isminde bir oğlu olmuştur. Ancak ilk eşi bu duruma üzülmüş ve kıskançlık hissetmiş, bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s), Hacer ve İsmail’i Mekke’ye götürerek, Allah’a o beldeyi emin ve bereketli kılması için dua etmiştir.[4]

Hz. İsmail (a.s) biraz büyüdüğünde Allah Hz. İbrahim’i (a.s) bir sınava tabi tutmuş ve oğlunu kurban etmesini istemiştir. Bunun üzerine hem Hz. İbrahim (a.s) hem de Hz. İsmail (a.s) Allah’a güvenerek teslim olmuşlardır. Allah, bu teslimiyetten razı olmuş ve imtihanı geçtiklerini bildirmiş; Hz. İbrahim’in (a.s) oğluna karşılık iri bir kurbanlık göndermiştir.[5]

Hz. İbrahim’in (a.s), oğlu İsmail ve hanımı Hacer’i Mekke’de ziyaret ettiği zamanlardan birinde Allah onlara Kâbe’yi inşa etmelerini emretmiştir. Hz. İbrahim (a.s), kendilerine bildirilen, günümüzde hala Müslümanların hac yaptıkları yerde oğlu İsmail’le beraber Kâbe’yi inşa etmiştir.[6] Ardından kendi soyundan itaatkâr bir ümmet çıkarması ve onlara peygamber göndermesi için Allah’a dua etmiştir.[7] Bu konuda Hz. Muhammed (s.a.v)“Ben babam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi ve annemin rüyasıyım.”[8] sözü ile Hz. İbrahim’in (a.s) duasının kendisiyle gerçekleştiğini ifade etmiştir.

Hz. İbrahim (a.s) Filistin’deki evine döndüğünde insan şeklinde iki melek yanlarına gelmiş ve Hz. İbrahim (a.s) onların melek olduğunu anladığında ne için geldiklerini merak etmiştir. Onlar kendisinin endişe etmemesini Hz. Lût’un (a.s) azgın kavmini cezalandırmak üzere gönderildiklerini söylemişler ve bununla beraber Hz. İbrahim’e (a.s) de bir evladı daha olacağını müjdelemişlerdir. İlerleyen yaşlarından dolayı hayrete düşen Hz. İbrahim (a.s) ve hanımı Sare, Hz. İshak’ın (a.s) doğumuyla müjdelenen yavrularına kavuşmuşlardır.[9]

İslam inancına göre kaynaklarda geniş yer alan Hz. İbrahim’in (a.s) hayatı; teslimiyet, iman ve kulluk bilinci ile sonraki ümmetlere güzel bir örnek teşkil etmiştir.


[1] Enam/76-79
[2] Bakara/258
[3] Enbiya/69
[4] İbrahim/35-41
[5] Saffat/100-107
[6] Bakara/127
[7] Bakara/128-129
[8] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 127, 128; V, 262
[9] Hicr/51-59, Saffat/112

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz