Free Porn
xbporn

https://www.bangspankxxx.com
Ana SayfaHz. Muhammed (SAV)Hz. Muhammed’in Ahlakı

Hz. Muhammed’in Ahlakı

Hz. Muhammed (sav); kıyamete kadar gelecek insanlara bir rol model, davranışlarından ders alınacak bir rehber olarak gönderilmiştir: “İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.[1] Bu sebeple Hz. Muhammed, hayatın her yönünü kapsayan üstün bir ahlaka sahiptir: “Sen elbette üstün bir ahlaka sahipsin.”[2]

Hz. Muhammed (sav), yolda karşılaştığı insanlara önce o selam verir, erkeklerle tokalaşır, muhatabı elini bırakmadıkça o da bırakmazdı. Karşısındakiyle konuşurken bütün vücuduyla döner ve muhatabı yüzünü çevirmedikçe Hz. Muhammed de yüzünü çevirmezdi.[3]

İnsanlara güzel söz söyler, güler yüz gösterir ve böyle davranmanın sevap olduğunu söylerdi.[4] Ağzından çirkin söz çıkmazdı. Ahlakı güzel olanın hayırlı insan olduğunu ifade ederdi.[5]

Kendisini evlerine davet edenlerin davetine icabet eder ve gönüllerinin hoş olması için orada nâfile namaz kılardı. Birinin yanlış bir davranışını veya uygun olmayan kıyafetini gördüğü zaman utandırmamak için ona hatasını söylemez, bu uyarıyı başkalarının yapmasını tercih ederdi.[6]

Hz. Muhammed (sav), hayatı boyunca hiçbir kadına ve köleye el kaldırmamıştır. Şahsına yapılan haksızlıktan dolayı da intikam almazdı.[7] Hz. Aişe, Hz. Muhammed’in ahlakından bahsederken onun kötülüğe kötülükle karşılık vermediğini, insanları bağışlayıp kusurlarını görmezden geldiğini söylemektedir.[8]

Hz. Muhammed (sav), doğru sözleriyle bilinir ve sözlerinden dönmezdi. Bir genç, peygamberliğinden önce Hz. Muhammed ile bir alışveriş yapmış, biraz beklerse ücreti hemen getireceğini vaat ederek oradan ayrılmış, ama sözünü unutmuştur. Üç gün sonra hatırlayıp konuştuğu yere geldiğinde, Hz. Muhammed’i aynı yerde beklerken bulmuştur. Hz. Muhammed, bu yaptığı karşısında kendisine serzenişte bulunmayıp sadece: “Ey delikanlı! Bana zahmet verdin, üç gündür burada seni bekliyorum.” demiştir.[9]

Hz. Muhammed (sav), şahsına yapılan kabalıkları ve kusurları anlayışla karşılamakla birlikte tavsiye ettiği ibadetlerle yetinmeyip daha fazla ibadet yapmaya kalkışanları veya yapılmasında sakınca görmediği davranışlardan sakınmaya çalışanları hoş görmezdi. Onların, “Biz senin gibi değiliz; Allah senin bütün günahlarını bağışlamıştır” demelerine öfkelenmiş ve Allah’tan en çok korkan ve O’nu en iyi bilenin kendisi olduğunu belirtmiştir.[10] Hz. Muhammed, ganimet dağıtırken kendisine âdil davranılmadığını söyleyen bir kimsenin saygısızlığına üzülmekle beraber Hz. Musa’nın daha ağır hakaretlere sabrettiğini belirterek tahammül göstermiştir.[11]

Yardıma ihtiyacı bulunan herkesin yardımına koşar, yetimlerle ilgilenilmesini teşvik eder, dul kadınlara ve yoksullara yardım edenlerin Allah yolunda savaşmış gibi sevap kazanacağını söylerdi.[12] Kölelerin bir emanet olduğunu ifade ederek köle sahiplerinin yediklerinden onlara da yedirmesi, giydiklerinden giydirmesi gerektiğini belirtir ve güçlerinin yetmeyeceği işlerin onlara yaptırılmamasını isterdi.[13]

Yaşlılara karşı saygılı, çocuklara ise sevecendi. Çocuklara karşı oldukça şefkatliydi. Çocuklarla çocuk olabiliyordu ve çocuklar arasında oldukça fazla arkadaşı vardı. Onları kucaklayıp öper, bağrına basardı.[14] Duada bulunması için kucağına verilen bebeklerin üstünü kirletmesini önemsemezdi.[15] Kız ve erkek torunlarını omuzuna alıp mescide gider, hatta onlar omuzunda iken namaz kılardı.[16] Tembelliği ve boş durmayı sevmezdi.[17]

Hz. Aişe, Hz. Muhammed’in (sav) ahlakının Kur’an-ı Kerim ahlakı olduğunu ifade etmiştir.[18] Hz. Muhammed’ de kendisinin ahlaki erdemleri tamamlamak için gönderildiğini belirtmiştir.[19]


[1] Ahzab, 21.
[2] Kalem, 4.
[3] Tirmizî, Ṣıfatü’l-ḳıyâme, 46.
[4] Tirmizî, Birr, 36.
[5] Buhârî, Edeb, 38.
[6] Ebû Dâvûd, Edeb, 4.
[7] Müslim, Feżâʾil, 79.
[8] Tirmizî, “Birr”, 69
[9] Ebu Davud, Edeb, 82.
[10] Buhârî, Îmân, 13.
[11] Buhârî, Meġāzî, 56.
[12] Buhârî, “Îmân”, 22, “Büyû”, 34, “Nafakat”, 1, “Edeb”, 24; Müslim, “Zühd”, 41.
[13] Buhârî, Îmân, 22.
[14] Buhârî, “Cenâiz”, 32.
[15] Buhârî, Vuḍû, 59.
[16] Buhârî, “Ṣalât”, 106.
[17] “Hastalığın için sıhhatinden, ölümün için hayatından istifade et. Vaktini boş geçirme.” Buharî, Rikak 3.
[18] Müslim, Müsâfirîn, 139.
[19] Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 381

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz