Free Porn
xbporn

https://www.bangspankxxx.com

İslam’da Müzik

İslam’da müzik dinlemek ile ilgili olarak genel geçer kurallar konulmamış; ölçü, sınır ve ilkeler belirlenmiştir. Bu ilkeler doğrultusunda müzik için bazı durumlarda yasak hükmü verilirken, bazı durumlarda ise sakınca görülmemiştir.

Müzik; ses ve enstrümanların kullanımı ile icra edilmektedir. Müziğin sesle, enstrümanla veya her ikisinin birleşimiyle kulağa hitap etmesi kadar kalbe de (duygulara) tesir eden yanı bulunmaktadır. Bu seslerin içeriğine ve tesirine göre de hüküm değişmektedir. Müzikler insanda ulvi ve manevi bir his bırakabiliyorken, kişiyi günahlara ve isyana götüren bir ruh haline de sürükleyebilmektedir.

Bir müzik şayet Allah’ı hatırlatıyor, dini duyguları coşturuyor, Allah Resulüne sevgiyi artırıyor, harama götürebilecek hiçbir söz ve içerik bulundurmuyor ve kişiye huzur veriyorsa bu müziği yapmak ve dinlemekte bir sakınca yoktur. Hz. Muhammed (s.a.v) nikahın (evliliğin) duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir[1]. Benzer şekilde bayramlarda hanımların kendi aralarında def çalıp şarkı söyleyerek bayram sevincini yaşamasına da karşı çıkmamıştır[2].

İcra edilen müzik Allah’a şirk ve isyan içeriyorsa, İslâm’ın temel öğretilerine aykırı içerikler aktarıyor veya haramları teşvik ediyorsa, insanı dünyevi konularla ilgili ümitsizliğe, mutsuzluğa sürüklüyorsa bu müzik yapana da dinleyene de yasaklanmıştır. Bir düğün sırasında söylenen şarkıda “İçimizde, yarın ne olacağını bilen bir peygamber var.” sözünü duyan Hz. Muhammed (s.a.v) “Yarın ne olacağını sadece Allah bilir.” diyerek; şarkıya değil içerdiği söze ikazda bulunmuştur.[3] Ayrıca müzik yapılan/dinlenen ortam günahlara teşvik eden ve kişiyi harama sürükleyen bir ortamsa bu da İslam’da kabul görmeyen durumdur.

İçeriği dine ters düşmeyen müziği dinlemekte de belli ölçüler vardır. Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmekten alıkoymaması, zaman israfına sebep olmaması yani günün çoğunluğunu işgal etmemesi ve kulluk görevlerini yerine getirmeye engel olmaması bu ölçülerin başlıcalarıdır.

Genel itibarla İslam’da müzik kesin olarak helaldir[4] veya kesin olarak haramdır[5] demek doğru değildir. Müzik tek bir hükme bağlı kalınamayacak bir konudur, içerdiği duruma ve ortama göre hükmü belirlenir. İslam âlimlerinden İmam Gazali müziği haram, mekruh ve mubah olmak üzere üç ana başlık altında inceleyerek şöyle ifade eder:

“Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan kimseler için yalnızca bu duyguları tahrik eden sesler haramdır (yasaktır).

Vakitlerinin çoğunu buna veren, meşguliyeti âdet haline getiren kimse için mekruhtur (dinen çirkin görülmüştür).

Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehaptır (dinen uygun görülmüştür).”[6]

Bütün bunlarla birlikte, Allah’ın evreni yaratırken aynı zamanda seslerden bir armoni oluşturduğu, insanın yaratılışına da bu ses ahenginden hoşlanacak bir özellik verdiği de mutlaka hatırlanmalıdır. Bu doğrultuda Allah Kur’an’ın okunuşuna da kulağa hoş gelecek bir ahenkli ses dizilişi vermiştir. Yüzyıllar boyunca Müslümanlar bir çok nitelikli bestekârlar yetiştirmiş, ezanın ve Kur’an’ın okunuşuna da daima müziksel ritim katmışlardır.

Aynı zamanda müzik, bir yönüyle Allah’ın varlığının ve birliğinin delillerindendir. Evrende sayısız manzaralar ve renkler yaratıpbunlar arasında bir uyum gözeten Allah, bunları algılayıp bunlardan zevk alacak şekilde insan gözlerini tasarlamıştır. Aynı buna benzer bir anahtar-kilit uyumu, varlık alemindeki sesler ve ritimler ile insanın kulakları arasında da söz konusudur. Bahsi geçen durumlar, gözlerle görüntülerin, kulaklarla seslerin tek bir Yüce Yaratıcıya ait eserler olduğunu ortaya koyar.


[1] Tirmizî, Nikâh, 6
[2] Müslim, Îydeyn, 17
[3] Buhari, “Nikah”, 49; Tirmizi, “Nikah”, 6
[4] Helal: Dinen yapılması uygun görülen
[5] Haram: Dinen yapılması yasaklanan
[6] İhyâ, II/279-81