London Escorts sunderland escorts asyabahis.org dumanbet.live pinbahiscasino.com www.sekabet.net olabahisgir.com maltcasino.net faffbet-giris.com asyabahisgo1.com dumanbetyenigiris.com pinbahisgo1.com sekabet-giris2.com www.olabahisgo.com maltcasino-giris.com www.faffbet.net www.betforward1.org betforward.mobi www.1xbet-adres.com 1xbet4iran.com www.romabet1.com www.yasbet2.net www.1xirani.com romabet.top www.3btforward1.com 1xbet 1xbet-farsi4.com بهترین سایت شرط بندی بت فوروارد
Ana SayfaKritik SorularAllah'ın Kullarına Yakınlığı Fakat Mekâna Bağımlı Olmayışı

Allah’ın Kullarına Yakınlığı Fakat Mekâna Bağımlı Olmayışı


Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yarattıklarına sonsuz yakın olduğunu ve aynı zamanda mekân sınırlarından bağımsız olduğunu ifade eden ayetlerden bazıları şunlardır:

Gözler O’nu idrak edemez, hâlbuki O gözleri idrak eder. O en ince şeyleri bilir ve her şeyden haberdardır.”[1]

Biz ona şah damarından daha yakınız.”[2]

Farkında değil misin, Allah göklerde olanı da yerde olanı da bilmektedir! Gizli gizli konuşan üç kişi yoktur ki dördüncüleri O olmasın; beş kişi yoktur ki altıncıları O olmasın. Bundan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka Allah onların yanındadır; nihayet kıyamet günü onlara yapıp ettiklerini bildirecektir. Çünkü Allah her şeyi bilmektedir.”[3]

İslam inancına göre Allah, kullarının hayatına dair en ince ayrıntılarına kadar bütün bilgileri bilmekte ve bütün süreçleri yönetmektedir. Örneğin insanın bedeninin sahip olduğu her bir hücrenin içindeki organeller arasındaki her bir işlemi O yaratıp yönetmekte, galaksiler arasındaki küçük – büyük her hareketi yine O yaratıp yönetmektedir. Dolayısıyla hem tüm yarattıklarını kapsayacak kadar büyük, hem de hepsinin tüm inceliklerini yönetecek kadar onlara yakındır.[4]

Allah’ın kullarının her durumlarını en yakından bilmesi, fakat algıladığımız fiziksel ortam açısından onların çok ötesinde olması, O’nun zaman ve mekân gibi sınırlara sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Allah’ın sahip olduğu zamansızlığı ya da mekânsızlığı insanın tam olarak anlayabilmesi mümkün değildir. Çünkü insan varoluşu itibariyle bu sınırlar içinde yaşamaktadır. İnsan için bir gün sonrası bilinmez olduğu gibi, görüş ufkunun dışında kalan alanlarda yaşananlar da bilinmezdir. Çünkü sahip olduğu hayat ve bu hayatta kullandığı bedeni sınırlıdır.

Müslüman âlimler; Allah’ın insana çok yakın ve insanın Ondan çok uzak olmasını şöyle açıklamaktadırlar: Güneşin ışıkları insana ulaşır ancak insan fiziksel olarak Güneşten çok uzaktır. Güneş bu halde ısı ve ışığına ait etkileriyle insana çok yakın, insan ise mesafe olarak güneşe çok uzaktır. Allah’ın insana çok yakın olması ve insanın Allah’a çok uzak olması da güneş ve insan örneğinde olduğu gibidir. Allah insana çok yakın olarak onun her işini, her yaptığını ve hatta kalbinde olanları dahi bilir.[5]

Allah’ın mekândan bağımsız olarak aynı anda birçok icraatta bulunması ve her an her şeyin bilgisine sahip olmasını daha iyi anlayabilmek de yine güneş örneği üzerinden mümkün olabilir. Güneş tek bir varlık olduğu halde, parlak eşyalardaki yansımalar aracılığı ile etkileri birçok yerde aynı anda görülebilmektedir. Güneşin sıcaklığı, ışığı ve ışığından yansıyan renkler, her bir parlak cisimde, denizde ve su damlacıklarında görünür olmaktadır. Bu şekilde güneş yansıdığı her yerde bulunmakla beraber, aynı zamanda hiçbir yerde de bulunmamaktadır.

Kur’an ve hadisler, Allah’ın kullarına her an çok yakın olduğunu ortaya koymakla beraber, kulların da kendilerini Allah’a nasıl yaklaştırabileceklerine işaretlerde bulunmuşlardır. Âhirette en iyi nimetler “Allah’a yakın olanlar” için hazırlanmıştır[6]. İnsan en çok ibadet halinde iken Allah’a yakın olur.[7] Hz. Muhammed de (sav), kulun Allah’a yakınlaşmasının farz ve nafile ibadetlerle mümkün olabileceğini ifade etmiş[8], bir hadisinde de “Kulun Allah’a en yakın olduğu zaman secdede bulunduğu andır” demiştir.[9] Kulların Allah’a yakınlaşmaları aynı zamanda O’na yönelmeleri ile de mümkündür. Yine Hz. Muhammed’in (sav) haber verdiğine göre, “Kendisine bir karış yaklaşanlara Allah bir kulaç yaklaşır”.[10]

Tüm bunlarla birlikte, yeryüzünde zaman ve mekân sınırları içinde yaşayan varlıkların kendi içlerinde de sınırlılık farkları olduğu düşünülmelidir. Bir at bir ineğe göre çok daha hızlı hareket edebilmekte fakat bir sivrisinek kadar hareket esnekliğine sahip olamamaktadır. Gezegenlerin üzerlerine yaşanan günlerin uzunluğu ve buna bağlı olarak algılanan zaman değişkenlikler göstermektedir. Bu görecelilikler, insan zihnine zaman ve mekân sınırlarının her durumda aynı olmayabileceğini göstermekle beraber, yine de insanın sınırlı algı kapasitesiyle asla tam olarak anlayamayacağı şekilde, Allah için zaman ve mekân sınırları hiç yoktur. O yüzden de önce, sonra, orada, burada, önünde, arkasında, yakın, uzak, geçmiş, gelecek gibi kavramlar aslında Allah için kullanılabilecek kavramlar olamazlar. Bu kavramlar, ancak Allah’a ait bazı icraat ve özellikleri insanların anlayabilmeleri için kullanılabilecek “aracı” kavramlar olabilirler.


[1] Enam, 103.
[2] Kaf, 16.
[3] Mücadele, 7.
[4] Allah’ı tanımak, ancak isim ve sıfatları üzerinden olabilir. Allah’ın Kur’an’da yer alan ya da Hz. Muhammed tarafından bildirilen birçok ismi vardır. Onlardan el-Vâsî, Mâide suresinin 54. ayetinde anılmış ve kısaca “tüm varlıkları kuşatan, kapsayan” anlamındadır. Diğer bir ismi olan el-Karîb ise “kullarına çok yakın” anlamına gelmektedir.
[5] Fatır, 38.
[6] el-Mutaffifîn, 28.
[7] Alak, 19.
[8] Ebû Hüreyre”den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah şöyle buyurdu: “Kim benim bir velî kuluma (dostuma) düşmanlık ederse, ben de ona harp ilân ederim. Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder, ta ki ben onu severim. (Sevince de) artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse muhakkak ona (istediğini) veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve kollarım.” (Buhârî, Rikâk, 38)
[9] Müsned, II, 421; Müslim, “Ṣalât”, 215.
[10] Buhârî, “Tevḥîd”, 15; Müslim, “Ẕikir”, 22.